13 Temmuz 2009 Pazartesi

Gizem'li Karnaval

Mumlar toz bağlamış varlığında. Yazamadım ki uzun zamandır. Yakılmadılar ışığının aydınlattığı iç dünyamı loş bir şekilde aydınlatıp; hüzünlü gölgeler yaratmak adına.
Sen güneştin hep, tam tepedeydin hayatımda. Gölgeler aklıma bile gelmezdi ki sana bakınca. Çünkü kör ederdin beni her seferinde. Sana her bakışımda ... Gözümü de kapatsam sen vardın; başka tarafa baksam da! Bu nasıl bir ilüzyon? Ya da nasıl bir güç! Hiç aklım almadı. Hiç ... Alsaydı zaten körleşmeyi neden kabul edeyim ki!
Bu bir oyunmuş aslında. Nasıl renkler cümbüşünde bir düğün varsa; karanlıkta boğulmak da varmış bu oyunda. Sen güneş değilmişsin de ben küçük bir tanrıymışım aslında! Yönetmeyi yeni yeni öğreniyorum; senin yokluğunda. İyi ki gitmişsin buralardan. Bir adada yalnızmışım yıllardır. Kuralların kuralsızlıktan doğduğu bu yerde, kendimi tanrı ilan ettim en sonunda.
Adını kendi koyduğum yerlerde, bu defa kendi düşlerimin en ahengli silüetleri var. Eğer kavramlar bile yıkmışsa kendi tabularını, bil ki adım attın adını benim koyduğum karnavala.
Biliyor musun artık ipler de bende kuklalar da! Ve sen artık sadece benim insiyatifime kalmış bir misafirsin bu topraklarda.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder