16 Haziran 2009 Salı

Kısa kesik cümleler… Bir sona varamayan anlamsız ifadeler… Umutsuzca etrafına bakınıp yardım isteyen bir insan…
Kısa bir yalvarış yüklü bakışla etrafına son kez baktıktan sonra anladı ki kimse, hiç kimse yok. Yalnızlık… İliklerine kadar dondurucu esintisiyle bir kez daha esen bu yel, yalnızlığı getirdi yanında.
İsteklerini sorgulamaktan geçiyordu belki de tüm mutluluk. Mutluluk? Neydi acaba? Belki de en keskin zekalarca kurgulanmış bir olayın halkalarından biriydi o da. Olmayan bir şeye bir kez daha boşa bel bağlamak. Hayır, bu defa da yanılmış olmaya katlanamayacaktı. Olmasa da, mutluluğa nasıl inandıysa, onu kendi kendine, hatta kendi içinde yaratacaktı. Bu defa kaderi –eğer varsa- alt edecek gücü kendinde hissediyordu. Kurnazca oynanan bu küçük, karışık oyunları alt edecekti. İşte o zaman ilk kez ama son kez kazanılacak en büyük zaferi kazanmış olacaktı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder